• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/

İstanbul Van Dayanışma Platformu

Video Arşivi
Araştırma Yazıları
Günün Sözü









TAM EKRAN YAPIN
Arkanıza Yaslanın 
Yumun Gözlerinizi..

Haftanın Kitabı

Muhteşem Resimler DEVAM

IslamicART 1    3
Hava Durumu
Takvim
Üyelik Girişi

İngilizce Öğreniyorum

İNGİLİZCE ÖĞRENİYORUM

DERS 1. SUBJECT PRONOUNS (ŞAHIS ZAMİRLERİ)

Hello [hılo'] - Merhaba
What's your name? - [hwats yur neym] Adınız nedir?
My name's …. [may neyms ….] - Benim adım …. .
Where are you from? [hwer ar yu] - Nerelisiniz?
I'm from ….. [aym fram ….] - ….lıyım.

Kısa diyalog:
- Hello.
- Hello.
- My name's Ahmet. What's your name?
- Selin.
- Where are you from, Selin?
- I'm from Ankara. Where are you from?
- I'm from Antalya.

SUBJECT PRONOUNS (Şahıs Zamirleri)
I [ay] - Ben
You [yu] - Sen
He [hi] - O ( Erkek için )
She [şi] - O ( Kadın için )
It [it] - O ( İnsan dışındaki canlı ve cansızlar için )
We [wi] - Biz
You [yu] - Siz
They [dey] - Onlar


To be (olmak) yardımcı fiilinin geniş zamanda çekimi.

IamHe
She
ItisWe
You
Theyare
Kısaltmalar: to be yardımcı fiilleri cümle içinde kısaltılarak kullanılır.
I am - I'm He is - He's
She is - She's
It is - It's
We are - We're
You are - You're
They are - They're

Örnekler:
- My name's Ali. I'm from Egypt.
[may neyms ali. Aym fram i'cipt]
Adım Ali. Mısırlıyım.

- This is George. He's from Brazil.
[dhis iz cor'c. hi iz fram brızil']
Bu George'dur. O Brezilyalıdır.

- Where's she from? She's from Germany.
[hwer iz şi fram. şi iz fram cır'mıni)
O nerelidir? O Almanyalıdır.

- I am 21years old
[ay em twen'ty wan yirs old]
21 yaşındayım.

- How old are you?
[hau old ar yu]
Kaç yaşındasınız?

I am a doctor. (Ben doktorum.) We are doctors. (Biz doktoruz.) You are a doctor. (Sen doktorsun.) You are doctors. (Siz doktorsunuz.) He (she) is a doctor. (O doktor.) They are doctors. (Onlar doktorlar.)

DERS 2. SAYILAR

  • sıfır – zero

  • bir – one

  •  iki – two

  • üç – three

  • dört – four

  • beş – five

  • altı – six

  • yedi – seven

  • sekiz – eight

  • dokuz – nine

  • on – ten

  • on bir – eleven

  • on iki – twelve

  • on üç – thirteen

  • on dört – fourteen

  • on beş – fifteen

  • on altı – sixteen

  •  on yedi – seventeen

  • on sekiz – eighteen

  • on dokuz – nineteen

  •  yirmi – twenty

  • yirmi bir - twenty one

  • otuz – thirty

  • kırk – forty

  • elli – fifty

  •  altmış – sixty

  •  yetmiş – seventy

  •  seksen – eighty

  • doksan – ninety

  • yüz - one hundred

  • bin - one thousand

  • bir milyon - one million

DERS 3. AM/ İS / ARE İLE SORU VE OLUMSUZ CÜMLELER

To be (olmak) yardımcı fiilinin geniş zamanda çekimini görmüştük.

I am a doctor. (Ben doktorum.) We are doctors. (Biz doktoruz.) You are a doctor. (Sen doktorsun.) You are doctors. (Siz doktorsunuz.) He (she) is a doctor. (O doktor.) They are doctors. (Onlar doktorlar.)

Soru cümlesi yapmak için yardımcı fiili öznenin önüne getiririz.

Am I doctor? (Ben doktor muyum?) Are we doctors? Are you a doctor? Are you doctors? Is he (she) a doctor? Are they doctors?

Olumsuz cümleler not olumsuzluk eki ile yapılır.

I am not a doctor. (Doktor değilim.) We are not doctors. You are not a doctor. You are not doctors. He (she) is not a doctor. They are not doctors.

Konuşma dilinde daha fazla to be fiilinin kısaltmaları kullanılır.

is not = isn`t

are not = aren`t

You aren`t a doctor.

He isn't a student.

DERS 4. Temel Kelimeler

  • Merhaba - Hello

  • Güle güle - Goodbye

  • Görüşürüz - See you, So long

  • Günaydın - Good morning

  • İyi günler - Good afternoon

  • İyi akşamlar - Good evening

  • İyi geceler - Good night

  • Evet - Yes

  • Hayır - No

  • Teşekkürler - Thank you

  • Bir şey değil - It doesn't matter

  • Lütfen - Please

  • Pardon; özür dilerim - Excuse me, Sorry

  • Anne - Mother

  •  Baba - Father

  • Eş; karı - Wife• Eş; koca - Husband

  • Erkek çocuk - Son

  • Kız çocuk - Daughter

  • Arkadaş - Friend

  • ... konuşuyor musunuz - Do you speak ...

  • İngilizce - English

  • Almanca - German

  • İspanyolca - Spanish

  • Fransızca - French

  • Çince - Chinese

  • Ben - I

  • Biz - We

  • Sen - You

  • Siz (tekil) - You

  • Siz (çoğul) - You

  • Onlar - They

  • Bu [İngilizce] nasil soylenir? - How do you say this in [English]?

  • Tuvalet nerede? - Where is the toilet?

  • Adınız nedir? - What is your name?

  • Tanıştığımıza memnun oldum - Nice to meet you.

  • Çok teşekkürler - Thank you very much

  • Anlamıyorum - I do not understand

  • Nasılsınız? - How are you?

  • İyi - Good

  • Kötü - Bad

  • Şöyle böyle - So so

DERS 5. POSSESIVE PRONOUNS (İYELİK ZAMİRLERİ)

I ben My [may] benim You sen Your [yur] senin He o (erkek) His [hiz] onun She o (kadın) Her [hır] onun It o (cansız) Its [its] onun We biz Our [aur] bizim You siz Your [yur] sizin They onlar Their [dher] onların

His car (onun arabası)

My book (benim kitabım)

Your sister (senin kız kardeşin)

Our school (bizim okulumuz)

Her notebook (onun defteri)

Their house (onların evi)

İyelik zamirleri tek başına kullanılmazlar. Kendilerinden sonra mutlaka bir isim gelmelidir. Tek başına kullanılan zamirler ise aşağıdaki şekildedir.

mine - benimki

yours - seninki

his - onunki (erkek)

hers - onunki (bayan)

its - onunki (cansız ve hayvan)

ours - bizimki

yours - sizinki

theirs - onlarınki

Örnekler:

This is a car. (Bu arabadır)

This is my car. (Bu benim arabamdır.)

This is mine. (Bu benimkidir.)

This is your book. (Bu senin kitabındır.)

This is yours. (Bu seninkidir.)

This is our house. (Bu bizim evimizdir.)

This is ours. (Bu bizimkidir.)

DERS 6. ARTICLES (Ön ekler)

A - Bu artikel tekil isimlerin önüne gelir. İsimlerin belirsiz olduğunu anlatır. Yani herhangi bir isimden bahsederken kullanılır. İsimler sessiz bir harf ile başlıyorsa önüne (a) ön eki gelir. Sıfatların ve fiillerin önüne bu ek gelmez.

Örnekler:
a teacher (bir öğretmen)
a book (bir kitap)
a pencil (bir kalem)
AN - Bu artikel tekil isimlerin önüne gelir. İsimlerin belirsiz olduğunu anlatır. Yani herhangi bir isimden bahsederken kullanılır. İsimler sesli bir harf ile başlıyorsa önüne (an) ön eki gelir. Sıfatların ve fiillerin önüne bu ek gelmez.

Örnekler:
an umbrella (bir şemsiye)
an apple (bir elma)
an architect (bir mimar)

Çoğul isimler artikel almazlar. Tekil isim sessiz harf ile başlıyorsa "a", sesli harf ile başliyorsa "an" alır. Sesli ve sessiz harfler kelimelerin yazılışı değil okunuşuyla ilgilidir. Örneğin "university" kelimesinin ilk harfi sesli olduğu halde okunuşu "yunivörsiti" şeklinde olduğu için başına "a" gelir. Veya "hour" kelimesinin ilk harfi sessiz olduğu halde "aır" şeklinde okunduğundan kelimenin başına "an" gelmesi gerekir. THE - tekil veya çoğul isimler, eğer belirli iseler, o zaman her ikisi de (the) alır.
The book (kitap) - The books (kitaplar)
The apple (elma) - The apples (elmalar)
The umbrella (şemsiye) - The umbrellas (şemsiyeler)

Give me a pencil. - Give me the pencil.
Bu iki cümle arasındaki tek fark birincisinde belirsiz, ikincisinde belirli bir isimden söz edilmesidir.
Give me a pencil. - (Bana kalem ver) anlamına gelir. Burada herhangi bir kalemden bahsediyoruz.
Give me the pencil. - (Bana kalemi ver) derken ise belirli bir kalemi istiyoruz.

- THE ekinin kullanımı ile ilgili diğer bir takım kurallar var. Bu ek doğada tek olan isimler için kullanılır. Örneğin; the moon (ay), the sun (güneş), the world (dünya) gibi.

- THE eki coğrafi isimlerin önünde kullanılır. Örneğin; the Everest, the Bahamas, the Mojave Desert

- Günün vakitlerinin önünde kullanılır. Örneğin; in the evening (akşam), in the morning (sabah)

DERS 7. PLURALS (Çoğullar)

Düzenli çoğul yapma kuralları:

Genel olarak isimleri çoğul yapmak için -s veya -es takıları kullanılır.

book (kitap) - books (kitaplar)

toy (oyuncak) - toys (oyuncaklar)

- İsim -o, -x, - s, - ch, sh ile biterse -es çoğul eki alır.

potato (patates) - potatoes (patatesler)

box (kutu) - boxes (kutular)

class (sınıf) - classes (sınıflar)

dish (tabak) - dishes (tabaklar)

- İsim sesli harften sonra gelen -y ile biterse -ies çoğul eki alır.

city (şehir) - cities (şehirler)

- İsim sessiz harften sonra gelen -y ile biterse -s çoğul eki alır.

boy (erkek çocuk) - boys (erkek çocuklar)

- İsim -f veya -fe ile biterse sonuna -ves eklenir. (istisnalar mevcuttur: safe - safes gibi)

shelf (raf) - shelves (raflar)

wife (hanım, karı) - wives (hanımlar)

Yukarıdaki kuralların dışında kalan isimler -s çoğul eki alırlar.

pen (kalem) - pens (kalemler) Yukarıdaki kurallara uymayan çoğullar:

- Bazı çoğullar düzensizdir ve çoğul eki almazlar: Man (adam) - men (adamlar); woman (kadın) - women (kadınlar) ; child (çocuk) -children (çocuklar); tooth (diş) - teeth (dişler); foot (ayak) - feet (ayaklar); person (kişi) - people (kişiler); fish (balık) - fish (balıklar)

- Bazı isimler sayılamazlar. Bu isimler daima tekildir: money (para); business (iş) gibi.

- Bazı isimler daima çoğuldurlar. Tekil halde kullanılamazlar. clothes (çamaşır); police (polis)

 

DERS 8. Tarihler ve Zamanlar

  •  Gün - Day

  • Hafta - Week

  • Ay - Month

  • Yıl - Year

  • Pazartesi - Monday

  • Salı - Tuesday

  • Çarşamba - Wednesday

  • Perşembe - Thursday

  • Cuma - Friday

  • Cumartesi - Saturday

  • Pazar - Sunday

  • İlkbahar - Spring

  • Yaz - Summer

  • Sonbahar - Autumn

  • Kış - Winter• Ocak - January

  • Şubat - February

  • Mart - March

  • Nisan - April

  • Mayıs - May

  • Haziran - June

  • Temmuz - July

  • Ağustos - August

  • Eylül - September

  • Ekim - October

  • Kasım - November

  • Aralık - December

  • Bugün - Today

  • Dün - Yesterday

  • Yarın - Tomorrow


DERS 9. The Simple Present Tense (Geniş Zaman)

to live - yaşamak fiilini kullanarak kısa cümleler yapalım.

Olumlu Cümle: I (we, you, they) live.

He (she, it) lives.

Olumsuz Cümle: I (we, you, they) don't live.

He (she, it) doesn't live.

Soru Cümlesi: Do I (we, you, they) live?

Does he (she, it) lives?

Kısaltmalar:

do not=don't

does not=doesn't

Kısa yanıtlar:

Do you work? (Çalışıyor musun?) - Yes, I do. / No, I don't.

Özne he, she, it veya üçüncü tekil şahıs ise olumlu cümlelerde fiil -s takısı alır.

He works.

She lives.

The Simple Present Tense Kullanımı:

- Alışkanlıkları ifade etmek için:

He gets up at 7.30. (O 7.30 da kalkar)

I drink milk everyday. (Ben her gün süt içerim.)

- Gerçek ve değişmeyen durumların anlatımında.

Vegetarians don't eat meat. (Vejetaryenler et yemez.)

- Daimi veya uzun süredir devam eden eylemlerin ifadesinde.

She works in a bank. (O bankada çalışır.)

English is spoken all over the world. (İngilizce dünyanın her yerinde konuşulmaktadır.)

DERS 10. The Present Continuous Tense (Şimdiki Zaman)

Yapısı: özne + am/ is/ are + verb + -ing

Olumlu Cümle: I am working. (Çalışıyorum.)

He (she, it) is working.

We (you, they) are working.

Olumsuz Cümle: I'm (not) working.

He (she, it) isn't working.

We're (you're, they're) not working.

Soru Cümlesi: Am I working?

Is he (she, it) working?

Are we (you, they) working?

Kısa yanıtlar:

Are you going? (Gidiyor musun?) - Yes, I am. / No, I'm not.

The Present Continuous Tense Kullanımı:

- Konuşma anında yapılan eylemlerin anlatımında kullanılır.

They're playing football in the garden.

(Onlar bahçede futbol oynuyorlar.)

I am drinking milk. (Sütü içiyorum.)

It isn't snowing outside. (Dışarıda kar yağmıyor.)

- Şimdi zamanda olup, konuşma anında yapılmayan eylemlerin ifadesinde kullanılır.

I'm reading a book by Jack London.

(Jack London'un kitabını okuyorum.)

You are studying English.

(Siz İngilizce çalışıyorsunuz.)

- Gelecekte yapılması planlanan eylemlerin anlatımı için kullanılır.

We are going to the cinema tomorrow.

(Biz yarın sinemaya gidiyoruz.)

Duyu eylemleri veya zihinsel bir takım etkinliklerin anlatımı için Present Continuous kullanılmaz. Bu filler: like, love, want, know, understand, remember, depend, prefer, hate, need, mean, believe, forget, hear, taste, smell, see, feel vb.

I want to go home.

(Eve girmek istiyorum.)

Bu cümle şimdiki zamanda ifade edilmesine rağmen 'I'm wanting' şeklinde kullanılamaz.

- Ulaşım araçları varış - kalkış saatleri, programların başlangıç - bitiş saatleri vb. anlatımında Present Continuous kullanılmaz. Bu tarz anlatımlar geniş zamanda (Present Simple Tense) ifade edilir.

The film starts at 8.15 this evening.

(Film bu akşam saat 8.15 de başlıyor.)

DERS 11. The Simple Past Tense (-di'li Geçmiş Zaman)

Yapısı: Özne+verb2 (fiilin ikinci şekli). Olumsuz ve soru cümlelerinde did/didn't+fiilin birinci şekli kullanılır.

Olumlu Cümle: I (he, she, it, we, you, they) went to Ankara. (Ankara'ya gittim.)

Olumsuz Cümle: I (he, she, it, we, you, they) didn't go to Ankara.

Soru Cümlesi: Did I (he, she, it, we, you, they) go to Ankara?

Kısa yanıtlar:

Did you live in Istanbul? Yes, I did. / No, I didn't.

The Simple Past Tense Kullanımı:

- Geçmişte belirli bir zamanda yapılmış eylemlerin anlatımında kullanılır.

We played football last Sunday. (Geçen Pazar futbol oynadık.)

Simple Past sık sık zaman belirten ifadelerle birlikte kullanılır: last year, last Sunday, five years ago, yesterday morning, in 1945 gibi.

- Geçmişte belirli bir yerde yapılmış eylemlerin anlatımında kullanılır.

I visited Ali, when I was in Ankara. (Ankara'dayken Ali'yi ziyaret ettim.)

To be yardımcı fiilinin geçmiş zamanda çekimi.

I was He

She

It was We

You

They were

He was in Ankara last year. (O geçen sene Ankara'daydı)

We were at school. (Biz okuldaydık.)

I (He, She, It) was at home. (Ben evdeydim.)

We (You, They) were at home. (Biz evdeydik.)

We were not (weren't) at home. (Biz evde değildik.)

I drank milk yesterday. (Dün süt içtim.)

We played football on Sunday. (Pazar günü futbol oynadık.)

DERS 12. The Past Continuous Tense (Şimdiki Zamanın Hikayesi)

Yapısı: özne + was/ were + verb + -ing

Olumlu Cümle: I (he, she, it) was working. (Çalışıyordum.)

We (you, they) were working.

Olumsuz Cümle: I (he, she, it) was not working.

We (you, they) were not working.

Soru Cümlesi: Were you going?

Kısa yanıtlar:

Were you going? - Yes, I was. / No, I wasn't.

The Past Continuous Tense Kullanımı:

- Geçmişte belli zamanda yapılan eylemlerin anlatımında.

I was watching TV. (Televizyon seyrediyordum.)

They were listening to music. (Onlar müzik dinliyorlardı.)

She wasn't doing her homework. (O ödevini yapmıyordu.)

Wasn't she drinking coffee? (O kahve içmiyor muydu?)

Past Simple ile Past Continuous karşılaştırılması.

I was doing my homework at 7.00 last evening. (Geçen akşam saat 7.00 de ev ödevimi yapıyordum.)

I did my homework last evening. (Geçen akşam ev ödevimi yaptım.)

I was drinking milk. (Süt içiyordum)

I drank milk. (Süt içtim.)

DERS 13. The Present Perfect Tense (Yakın Geçmiş Zaman)

Yapısı: Özne + have/has+verb3

Olumlu Cümle: I (you, we, they) have gone to school.

He (she, it) has go to school.

Olumsuz Cümle: I (you, we, they) haven't gone to school.

He (she, it) hasn't go to school.

Soru Cümlesi: Have I (you, we, they) gone to school?

Has he (she, it) gone to school?

Kısa yanıtlar:

Have you gone to school? Yes, I have. / No, I haven't.

Örnekler:

  • I haven't seen he since 1998. (Onu 1998'den beri görmedim.)

  • They've lived all over the world. (Onlar dünyanın her yerinde yaşadılar.)

  • She has gone to England. (O ingiltere'ye gitti.)

  • I've lost my wallet. (Cüzdanımı kaybettim.)

  • He has washed his hair. (O saçını yıkadı.)

  • She hasn't cleaned the room. (O odayı temizlemedi.)

DERS 14. Present Perfect Continuous Tense

Yapısı: Özne + have/has been + V-ing

Geçmişte başlayıp hala devam eden eylemlerin anlatımında kullanılır.

Olumlu Cümle: I (we, you, they) have been going to school.

He (she, it) has been going to school.

Olumsuz Cümle: I (we, you, they) haven't been going to school.

He (she, it) hasn't been going to school.

Soru Cümlesi: Have I (we, you, they) been going to school?

Has he (she, it) been going to school?

Örnekler:

  • I have been living here for five years. (Burada beş yıldır yaşıyorum.)

  • I have been cleaning my room. (Odamı temizledim.)

  • I have been watching TV for one hour. (Bir saattir televizyon seyretmekteyim.)


DERS 16. The Past Perfect Continuous Tense

Yapısı: Özne+had been+v-ing

Olumlu Cümle: I (you, he, she, it, we, they) had been learning English for two years when I first went to England. (İlk kez İngiltere'ye gittiğimde 2 yıldır İngilizce öğrenmekteydim.)

Olumsuz Cümle: I (you, he, she, it, we, they) hadn't been learning English for two years when I first ent to England.

Soru Cümlesi: Had I (you, he, she, it, we, they) been learning English for two years when I first ent to England?

The Past Perfect Continuous Tense cümlelerinde geçmişte yapılmış olan eylemlerle ilgili süreç belirtilmesi şarttır. Yani belirli bir eylemin ne kadar zamanda yapıldığı belirtilmelidir.

DERS 17. Simple Future Tense (Gelecek Zaman)

Yapısı: Özne+will+verb1

Olumlu Cümle: I (you, he, she, it, we, you, they) will call Ali tonight.

Olumsuz Cümle: I (you, he, she, it, we, you, they) will not call Ali tonight.

Soru Cümlesi: Will I (you, he, she, it, we, you, they) call Ali tonight?

Kısaltma: will not=won't

Örnekler:

  • Ahmet will help them. (Ahmet onlara yardım edecek.)

  • You won't tell lies. (Yalan söylemeyeceksin.)

  • Will he come here again? (O tekrar buraya gelecek mi?)

  • Will you come to party tomorrow? (Yarın partiye gelecek misin?)

  • Won't we visit our friends? (Arkadaşlarımızı ziyaret etmeyecek miyiz?)

  • We will come at 6. (Altıda geleceğiz.)

  • I`ll not leave untill he comes. (O gelene kadar buradan ayrılmayacağım.)

  • I will drink milk. (Süt içeceğim.)

DERS 18. 'Be Going To' Future - Yakın Gelecek Zaman

Yapısı: Özne+am/is/are going to+verb1

Olumlu Cümle: He is going to play tennis at the weekend. (O bu haftasonu tenis oynayacak.)

Olumsuz Cümle: He isn't going to play tennis at the weekend.

Soru Cümlesi: Is he going to play tennis at the weekend?

Olumsuz Soru Cümlesi: Isn't he going to play tennis at the weekend?

Örnekler:

  • We are going to walk in the park. (Biz parkta gezeceğiz.)

  • She's going to take the exam. (O sınava girecek.)

  • It isn't going to rain today. (Bugün yağmur yağmayacak.)

  • Is she going to have coffee? (O kahve alacak mı?)


DERS 19. Future Continuous Tense

Yapısı: Özne+will be+v-ing

Gelecekte belirli bir zamanda yapılacak eylemlerin ifadesinde kullanılır.

Olumlu Cümle: I will be working at this time tomorrow. (Yarın bu saatte çalışıyor olacağım.)

Olumsuz Cümle: I will not be working at this time tomorrow.

Soru Cümlesi: Will you be working at this time tomorrow?

Olumsuz Soru Cümlesi: Won't you be working at this time tomorrow?

Örnekler:

  • I will be sleeping at two o'clock. (Saat ikide uyuyor olacağım.)

  • I will be drinking milk at five o'clock. (Saat beşte süt içiyor olacağım.)

DERS 20. Future Perfect Tense

Yapısı: Özne+will have + verb3

Gelecekte belirli bir zamanda yapılıp biten eylemlerin anlatımında kullanılır.

Olumlu Cümle: I will have finished my homework before he comes.

Olumsuz Cümle: I will not have finished my homework before he comes.

Soru Cümlesi: Will you have finished my homework before he comes?

Örnek:

Ann and Ellen will have decorated the room bye the time the children arrive.

(Ann ile Ellen çocuklar gelene kadar odayı süsleyip bitirecekler.)

DERS 21. Future Perfect Continuous

Yapısı: Özne + will have been + v-ing

Gelecekte belli bir zamana kadar belli bir süre yapılıyor olacak eylemlerin anlatımında kullanılır.

Olumlu Cümle: I (you, he, she, it, we, they) will have been learning English for two years by the time Anna comes. (Anna gelene kadar 2 yıldır İngilizce öğreniyor olacağım.)

Olumsuz Cümle: I (you, he, she, it, we, they) will not have been learning English for two years by the time Anna comes.

Soru Cümlesi: Will I (you, he, she, it, we, they) have been learning English for two years by the time Anna comes?

Muhteşem Komutanlar







Finans - Borsa
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Köşe Yazıları

Diğer Linklerimiz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam119
Toplam Ziyaret23631668
Kim Kimdir?